19 YÜZYILDA AVRUPA`DA GİYİM

Fransiz kadin giyim
Tarafından | 22 Şubat 2017

Fransız İhtilâli ve Napolyon Döneminin Modaya Etkileri

Avrupa’da Napolyon’un kendisini imparator ilan etmesi 19. yüzyıla ayak basarken, beraberinde yeni düşünceler, yeni fikirlerin gelmesine neden olmuştur. Bu dönemde, giyimde de ani fikirler doğrultusunda sadeleşme görülmüştür. Giyimdeki denge ve orandaki değişmeler dikkati çekmektedir. Hem kadın, hem de erkek kıyafetlerinde özgürleşme eski Yunan ve Roma kıyafetlerinin özelliklerinde görülmektedir.


Ampir Modası Nedir?

Fransa’da, Napolyon’un imparatorluk kurmasıyla birlikte giysilerde başlayan modaya “Ampir” adı verilmiştir. Bel çizgisinin yukarıda olmasıyla belirlenen bu moda, Fransız ressamı Jacques Louis David’in zarif yorumuyla tablolarında ölümsüzleşmiştir. Bu arada Paris, Floransa ve Venedik’te ortaya çıkan birçok moda dergisinde, David’in portrelerinde çizdiği modellere yer verilmiştir. Bu dönemde, Paris yine moda merkezidir. Diğer ülkelerde, küçük değişikliklerle birlikte çizgilerde hep Paris modası hakimdir. Parisli moda önderleri şeffaf muslin giysiler giyip saçlarını Eski Yunanlılar gibi taramışlar, ayaklarına sandaletler giymişlerdir.

Kadın Giyimi

Fransız ihtilali, diğer ülkeleri de büyük oranda etkilemiştir. Bu dönemin giyimi, bugün bile kullanılan belirgin çizgiler yaratmıştır. İmparatorlukta, yıllarca yüksek bel çizgisi ile tümüyle beyaz giysiler moda olmuştur. 19. yüzyılın ilk yarısında, Napolyon’un karısı imparatoriçe Josephine güzellik ve parlaklığın sembolü olmuştur. Josephine, giyimi için büyük paralar ayırmıştır. Giysilerde, bel çizgisi yukarıda olup aşırı dekolteler görülmüştür. Ağır kadife pelerinler, geriye doğru sarkarak zarif kuyruklar oluşturmuştur.

19 yüzyıl

Dönem bluzları

Yüzyılın ilerleyen yıllarında, bel çizgisi giderek doğal yerine gelmiş, romantik dönemin yeni çizgisi kararlı ve sessizce ortaya çıkmıştır. Kadınlar, sıkma bel görünümüne önem vermişlerdir. 1832’den sonraki yıllarda genç kadınların akşam giysileri çoğunlukla dekoltedir. Etekler bol ve zengin olup iç eteklerle kabartılmıştır. 184O’lı yıllarda elbiselerde bedenler dar ve beller incedir. Gece elbiselerinin yakaları, omuzları açıkta bırakacak kadar açıktır.

Gündüz elbiselerinde ise kollar çan şeklinde ve yaka kapalıdır. Gündüz giysileri ile şallar ve pelerinler de kullanılmıştır. Napolyon’un sarayında, kadın terzileri, yeni denemelerle, İspanyol imparatoriçesi’nin romantik beğenisini uyarlayarak kadın eteği için yeni bir destek olan “Crinoline”i ortaya çıkarmışlardır. Crinoline sert kumaştan yapılmış kabarık etekli kadın giysisi olup, tek çemberli bir eteği vardır. Elbise koni biçimindedir. Ancak saray baloları ve aristokrasinin akşam eğlencelerinde çok güzel görüntü veren bu giysi, burjuvazi arasında garip ve kaba bulunmuştur. 1869’da, Kraliçe Victoria ve Prens Metternich’in bu giysi biçimini istememeleri üzerine, yeni bir moda akımı olmuştur. Bu yeni biçimde, eteğin katlarından birisi arkaya çekilip kalça üstünde kıvrımlarla kabarıklık oluşturulurdu. Bu moda 1870 sonlarında daha abartılı bir biçim almıştır.

Kalça, arkada yastıkla desteklenmiş, kollar dirsek boyunda tutulmuştur. Arkası zengin ve kuyruklu eteklerin üstüne basit ceketler giyilmiştir. Bu yıllarda, “Polones” adı verilen ve bedene iyice oturan, etekleri drapeli elbiseler çok tutulmuştur. Bu elbiselerde etek önde yere kadar inmekte, arkada ise kuyruk şeklinde uzamaktadır. Giyene, öne doğru eğilmiş gibi görünüş verilmektedir. Kollar, uzun ve dardır. Bedende balen kullanılmıştır. Bedenin önü düğmelerle kapatılmış, dik ve yüksek yakalar kullanılmış, ceketler astarlanmıştır. 1893 yıllarında, beden boyu tam bel üzerine gelmiştir. Belde, sıkı kemerler kullanılmıştır.

Dik ve sert yakalı erkek gömleğini andıran bluzlar giyilmiştir. Bu bluzlar, golf pantolonlarla giyilmeye başlanmıştır. Deniz elbiselerinde, geniş kollar, kapalı yaka bele oturan bol etekler ve uzun pantolonlar, ilk defa kadın kıyafetinde moda olmuştur. 18. yy’ın sonu 19. yy’ın başında kat kat ve çemberli olan iç etekler, yerlerini daha sade tek katlı olan iç eteklere bırakmıştır. Pamuklu kumaştan yapılan korseler giyilmeye başlanmıştır. Bu döneme ait elbiselerde, etek uzunluğu ayak bileklerine kadar uzanmakta, böylece Doğunun etkisi kendini göstermektedir. Küçük karpuz kollar uzayarak ve bollaşarak devam etmiştir. Bazen bu kollar, dirsekte darlaşıp bileğe doğru tekrar bollaşarak, bilekte toplanmıştır. Elbiselerin üzerine, bu dönemde moda olan kısa boleralar giyilmiştir.

1820 yıllarında kadın kıyafetlerinde değişiklikler görülmektedir. Belleri ince gösteren korseler, çan etekler, bu dönemde yeniden moda olmuştur. Bellerde kalın kemerler kullanılarak belin inceliği belirtilmiştir. 1825’te ilk kez “Koyun budu” denen kollar görülmüştür. Bu kollarda, üst kısmı büzgülü bileğe doğru daralan kesimler kullanılmıştır. 19. yy’da kollar çok boldur, kol evleri çok geniş ve düşüktür. Şapkalarda tüylerle süslenmekte, elbiseler bele oturmaktadır. Etekler ise bol ve büzgülüdür.

Aksesuarlar

Bu dönemde de kadınlar saçlarına çeşitli mücevherler, değerli taşlar, kurdela, tüy ve çiçekler takmışlardır. Ellerinde ulak

19yy kadin erkek giyim

19. yy Başları kadın –erkek giyimi

şemsiyeler kıyafeti tamamlamıştır. Deri ve kadifeden yapılmış gümüş zincirlerle bele asılmış çantalar kullanılmıştır. Kadınlar, geceleri uzun eldivenler kullanmışlardır. Bu eldivenlerin üstü kıymetli altın, gümüş, yakut, inci gibi taşlarla süslenmiştir. Yüzyılın sonlarında kışa eldivenler moda olmuştur. Bu y.y’da kadınların eldivenleri önceleri bileğe kadardır, gece kıyafetleri için ise, biraz daha uzundur.

Fransa’da kadınların taktığı mücevherler, Napolyon’dan sonra daha abartılı hale gelmiştir. Yunan stili taçlar, kemerler ve pırıl pırıl kolye, küpe ve bilezikler takılmaya başlanmıştır. Avrupa’da olduğu gibi Amerika’da da mücevher takmak çok moda olmuş, kadınlar, artık sadece geceleri değil, sabah saatlerinde bile mücevher kullanmışlardır. Mücevher düzenlemelerinde, klasik ve gotik çağın etkileri görülmektedir. Yüzyılın ortalarından itibaren, değişik model ve süslemelerde bebek boneleri tipinde, çene altında bağlanan şapkalar moda olmuştur. Bu yüzyılda kullanılan takı ve aksesuarlarda da birtakım değişiklikler olmuş, kadınlarda manşonlar tamamen kalkmıştır. Yüzyılın başlarında boyun boş bırakılıp kollarda bilezikler, parmaklarda yüzükler ve broşlar mücevher olarak kullanılmıştır. Doğudan etkilenerek, renkli kadifelerden yapılan tüylü türbanlar moda olmuştur. Bu dönemde saçlar sadeleşmiş, kabak saçların yerini arkada toplanmış topuzlar almıştır.

Erkek Giyimi

napolyon

Napolyon Bonaparte

1820’lerde gömleğin üstüne önden düğmelenen ve arkadan da bağlanan yakalar takılmaya, kuyruklu paltolar giyilmeye başlanmıştır. Bu model, 1800-1815 arasında tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Bu paltonun ön taralı kare şeklinde ve bele kadar, (Arkada) kuyruğu dize kadardır. Yakalar önceleri dik tutulmuştur, kolların üst kısmı ve omuzlar doldurulmuştur. Kol ağızları gömleğin kolunun görüneceği kadar boldur. Resmi akşam davetlerinde önde kısa, önden arkaya uzayan bir çeşit kuyruklu ceketler giyilmeye başlamıştır.

Aynı yüzyılda erkek giyiminde ilk kez, bileğin altına inen uzun pantolonlar, zamanın şık ve moda öncüsü olarak bilinen erkeği “Beau Brummel” tarafından giyilmiştir. Bu pantolonlar, önceleri çok dar olup bileğin üstünde düğmelenmiştir. Ayrıca pantolonların gergin durması için bu gün lasteks pantolonlarda olduğu gibi tabandan geçen bir bant kullanılmıştır. Yüzyılın başlarında, erkeklerde aksesuar olarak bastonlar, kravat ve papyonlar oldukça gözdedir. Önceleri, Napolyon şapkası, daha sonraları silindir şapkalar kullanılmaya başlanmıştır.

Ayakkabılar, küçük ökçeli ve üstten düğmeli veya tokalıdır. Çoraplar çok süslü çizgili veya düz olup terlik tipi ayakkabılarla giyilmiştir. Erkeklerde yine küçük cep saatleri modadır. “Monokl” denen tek camlı gözlük en önemli erkek aksesuarı olarak kullanılmıştır. Erkeklerde, kısa yelekler, frak ceketler, yüzyıl boyunca giyilmiştir. Üst yeleklerde saat cebi kullanılmıştır. Bu dönemde, yine bedenleri kısa, kolları dar ve kruvaze fraklar vardır. Bunların yakaları yüksek, devrik ve geniş röverlidir. Kraliçe Victoria zamanında kocası Albert’in giydiği paltolar, resmi kıyafet olarak kabul edilmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir