(WN.) ANGORA YÜNÜ LİFİ

ankara tavsani
Tarafından | 1 Nisan 2016

Ankara Tavşanın öncelikli verimi yünü (Angora)’dır. İkinci derecede et, üçüncü derecede kürk/deri, dördüncü derecedeki verimi gübre ve mezbaha artıklarıdır.

YÜN

Ankara Tavşanı yününe “Angora” denmektedir. Ankara Tavşanı yününden iplik elde edilen tek tavşan varyantıdır. Ağırlıklı olarak tekstil sanayiinde kullanılır. Pazar durumu ve sanayicinin talepleri doğrultusunda yılda 4-5 kırkım yapılır. Lif uzunluğu, temizlik ve keçeleşme durumuna göre sınıflandırılır.

Birinci sınıf yünler Kamgarn, ikinci kalite yünler strayhgarn, üçüncü kalite (kırpıntı) yünler de pamuk işleme tesislerinde iplik olarak işlenebilmektedir. Angora saf olarak işlenebildiği gibi, ağırlıklı olarak %10-40 oranında diğer elyaflarla (kuzu yünü, ipek, sentetik, vs.) karıştırılarak kullanılır. Angora elyafı medulalı olduğu için oldukça hafif ve yüksek ısı tutma özelliği olan bir yündür. Angora yünü olağanüstü bir kayganlık kapasitesine sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle gerek saf, gerekse diğer elyaflarla karıştırılarak iplik haline getirilebilir.Yine bu özelliğinden dolayı iç ve dış giysilerin (kumaş, fötr şapka, kazak, battaniye,eldiven,bere ve kayak kıyafetlerinin içinde elyaf olarak.) üretiminde kullanılır. Ayrıca ses dalgalarını çok iyi geçirdiği için havacılık alanında aranan bir üründür. Bunun yanında Ankara Tavşanı yününden, kuvvetli elektromagnetik etkisi dolayısıyla bu yünden hazırlanmış kumaşların romatizmalı hastalar için son derece yararlı olduğu bilinmektedir.

YÜNÜN ALINMA YÖNTEMLERİ

İlk kırkım yaşı yaklaşık üç aydır. Ancak bu süre kışın daha da geç olabilir. İlk kırkımda elde edilen yünün kalitesi düşüktür. İkinci kırkım zamanında elde edilen yünün kalitesi arzu edilen düzeydedir. Ankara tavşanlarında yün verimi, 18 – 36 aylık tavşanlarda en üst seviyeye ulaşır. Dört yaşından sonra yün verimi düşmektedir.

Ankara tavşanlarında her üç ayda bir, yani yılda dört kez kırkım yapılmaktadır. Yetişkin bir Ankara tavşanından yılda ortalama 1000 g kadar yün alınabilmektedir.

Ankara tavşanlarında, dişilerde ki yün verimi erkeklerden % 15 – 20 oranında daha fazladır ve en yüksek kalitede yün dişilerden elde edilir. Cinsiyetler arasındaki yün verimi farkı, erkeklerin kısırlaştırılmasıyla azaltılabilir. Kastre edilen erkek tavşanlarda yün verimi % 10 – 12 oranında artmaktadır. Kastrasyonun diğer bir avantajı da hayvanın davranışlarını değiştirmesidir. Böyle hayvanlar sessiz, sakin bir hal alırlar ki, bu da grup halinde barındırılmayı mümkün kılar. Ancak, kastrasyon yün kalitesini etkilemez. Gebelik ve laktasyon dönemleri, yün verimini 1/3 oranında düşürür.

Yazın elde edilen yünler, sonbahar ve kışın elde edilenlere göre üç kat daha düşüktür. Yün verimi Haziran ayında en düşük, Aralık ayında en yüksektir. Kışın alınan yünün uzunluğu, yazın alınandan daha uzundur. Yüksek sıcaklıklarda (30 C) yünün miktarı ve kalitesi düşer, 5 C gibi düşük sıcaklıklarda ise yün verimi artmaktadır, ancak yem tüketimi de bununla birlikte yükselmektedir. Ayrıca, canlı ağırlıkla yün verimi arasında pozitif bir ilişki vardır. Ağırlık arttıkça yün verimi artar. Canlı ağırlığı 4 kg’dan büyük olanlarda yün verimi en yüksektir. Ayrıca yün miktarı, kırkım sayısının artırılmasıyla yükseltilebilir.

Ankara tavşanlarında yavrular yedi haftalık olunca taranmaya alıştırılırlar ve haftada bir kez tarakla dikkatlice taranırlar. Tarama yün kalitesini artırır. Tarağın kemikten olması tercih edilir. Tarama için yumuşak tel bir fırça da kullanılabilir. Yavrular altı aylık olunca yünün kalitesi istenilen ölçüye ulaşır. Bu zamana kadar da yavrular taranmaya alışmış olurlar. Ancak, yapılan seleksiyon çalışmalarıyla Fransız Ankara tavşanlarını taramadan da kaliteli yün elde etmek mümkündür. Ancak, İngiliz Ankara tavşanları tımara ve taranmaya ihtiyaç duyarlar.

Yün, makas, elektrikli veya el kırkım aletleriyle yapılan kırkımla veya yolma yöntemiyle elde edilir. Ancak kırkım tekniği ile yün elde etmek, fazla acı vermemesi, dolayısıyla daha az stresli olması, soğuğa karşı daha iyi bir koruma sağlaması, daha az emek ve zaman harcanması, kısa kırkım aralıkları ile daha fazla yün elde etme olanağı vermesi gibi nedenlerle yolma tekniğinden daha çok tercih edilir. Makasla yapılan kırkımda elde edilen kırpıntı yün oranı (10 mm’den kısa) fazladır. Bu değersiz yün kırpıntıları, kırkımdan sonra yapılan düzeltmelerden kaynaklanır. Ayrıca, kırkım sırasında deriye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Özellikle memeler yaralanmaya karşı son derece hassastır. Elektrikli kırkım aletleriyle, kışın ısı izolasyonunu sağlamak için deri üzerinde en az 3 mm uzunluğunda yün bırakılabilir. Bir tavşanın kırkılması için 10 – 20 dakikalık bir zaman yeterlidir. Dolayısıyla, elektrikli kırkım aletleri ile iş gücü ve zamandan tasarruf sağlanır. Yolma işleminde ise sadece kalın uçlu, tam olgunlaşmamış kıllar alınır. Bu da yünün kaba görülmesine neden olur. Ayrıca, yolma yönteminde ısı izolasyonu daha düşüktür. Bu işlem yaklaşık 30 – 40 dakika sürmektedir.

Çin’de yünlerin parmaklar arasında sıkıştırılıp çekilmesi şeklinde uygulanan yolma tekniği uygulanmaktadır. Ayrıca, son yıllarda Fransa’da mimosin içeren ve epilasyona neden olan yiyecekler (Lagodendron) yedirilerek, kıl folliküllerinin bağlantıları zayıflatılarak, yün elde edilmektedir. Epilatör etki gösteren yiyecekleri yiyen tavşanlarda yünler, ucu 5 cm kadar olan özel testere uçlu bıcaklar (bıcakların ucuna kıllar sarılıp, bıçağın çekilmesiyle) veya taraklar yardımıyla her 100 günde bir yapılan, yolma tekniği ile elde edilmektedir. Bu tip yün elde etme tekniğinde, yün çok kısa zaman içinde toplanmaktadır ve elde edilen yünün kalitesi de artmaktadır. Ancak tüm yünler döküldüğü için tüy dökümünden sonra soğuk şokunun önlenmesi için hayvanlar birkaç gün içi saman dolu sandıklarda tutulmalıdırlar.

Özellikle 20 C’den daha düşük sıcaklıklarda, kırkımdan sonraki ilk hafta bir şok dönemi ve daha sonra yem tüketiminde ani bir yükselme görülür. Kırkım şoku ve stresi ile birlikte yem tüketimi iki katı artar. Bu durum metabolizmayı zorlar ve kan dolaşımında bozukluklara neden olur. Pastörella gibi kronik hastalıklar akut hale geçer ve sonuç olarak ölümler meydana gelir.

Ankara tavşanlarında görülen ölümlerin % 50 veya daha fazlası kırkımdan sonraki ilk haftada ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, tavşanlıklarda kırkım öncesi 15 oC, kırkım sonrası 25 C‘lik optimum sıcaklıklar sağlanmalıdır.

Yününün Kalitesine Göre Sınıflandırılması

Yünün parlaklığı, özgül ağırlığı, yumuşaklığı, elastikiyeti, kılın uzunluğu ve çapı, keçeleşme, kemp kıl ve kirlilik oranı yünün kalitesini belirleyen unsurlardır. Tavşan yünü dört kalitede sınıflandırılabilir. Birinci kalite yün kendi içinde iki alt sınıfta değerlendirilir. 1A kalite yün 6 cm’den uzun, temiz, parlak, yumuşak ve dümdüz (ok gibi) yündür. 1B kalite yün 6 cm’den uzun, temiz, parlak, yumuşak ve dalgalı yündür. İkinci kalite yün 3-6 cm arasında temiz, parlak ve yumuşak yündür. Üçüncü kalite yün keçeleşmiş yündür. Dördüncü kalite yün kirli yündür ve bu yün satılmaz. Bir tavşandan, bir kırkımda dört kalite yün de elde edilmektedir.

Elde edilen yün birkaç gün havalandırılır ve kalitesine göre sınıflandırılırlar. Yün, nemsiz ve güvesiz bir ortamda uzun yıllar saklanabilmektedir. İplik fabrikalarına satılmak amacıyla yün, en az 300 – 400 kg’lık sıkıştırılmış balyalar halinde saklanır.

ANGORA YÜNÜNÜN PİYASASI

Angora tavşanı yününden yapılan ürünler ;diğer yapağılara göre 7-8 kat daha fazla ısı tutma kapasitesine sahiptir. Kullanımı rahat, yumuşak, antialerjik, thermaregülatör etkisiyle vücut ısısının korunmasını sağlar. Ürünler; romatizma, arthrit, siyatik, eklem ve kas ağrılarında carpal turnel sendromu, soğuk şişliği, dolaşım bozuklukları ve böbrek rahatsızlıklarında tedaviye destek amacıya önerilmektedir. Ayrıca ani ısı değişikliklerinden vücudun etkilenmesini engellemekte ve kan dolaşımını artırarak termal etki sağlamaktadır.

Tavşan yününü işleyen başlıca ülkeler İtalya, Japonya, Almanya, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’dir. Tavşan yünü uzun yıllar kolaylıkla muhafaza edilebildiğinden, fiyatlarda uluslararası spekülasyonlara sıkça rastlanmaktadır. Modaya göre tüketim miktarına ve yün kalitesine bağlı olarak fiyatlarda dalgalanmalar olmaktadır.

Tekstil endüstrisi için kıymetli bir elyaf olan Ankara Tavşanı yünü ihtiyacı şu anda dış alımla karşılanmaktadır. Her yıl önemli miktarlarda tavşan yünü dışalımı yapılmakta ve bunun için önemli miktarlarda döviz dış ülkelere ödenmektedir. Ancak Türkiye’de satın alınan yün çoğunlukla ikinci kalite yündür. Fantezi iplik yapımı için Ankara tavşanı yünü işleyen tekstil firmaları 300- 400 kg’ın altında yün satın almamaktadırlar. Tavşan yünü bu firmalara, sıkıştırılmış balyalar halinde gelmektedir. Ülkemizde tavşan yünü işleyen belli iplik fabrikaları olmasına karşın tavşan yününden yapılmış ipliği kullanan birçok tekstil firması mevcuttur. Ayrıca ülkemizde kurulmuş olan Angora Tavşanı Üreticileri Birlikleri de yün alımı yapmaktadır. Dış Ticaret Müsteşarlığından alınan verilere göre 2000 yılındaki Angora ithalatı 38.419 kg. olup karşılığında 98.030\$ döviz ödenmiştir. Dünyada Angora Yünü üretiminin %90 kadarını Çin yapmaktadır Ankara Tavşanı yününün fiyatı modaya bağlı olarak yün borsasında belirlenmektedir. İnternet aracılığı ile İngiltere yün borsasında birinci kalite yünün 30-40, ikinci kalite yün 15-20 Dolar/Kg’dan fiyatlandırıldığı görülmektedir. Angora yün fiyatları çok dalgalı bir seyir halindedir.

Angora yünü iplik haline getirilirse 15 ila 26 $ dolardan fiyatlandırılmaktadır. Ürün haline getirilirse çok daha yüksek fiyatlardan alıcı bulmaktadır.

ET

Eti yenen hayvanlar içinde selülozca zengin olan ve kolay sindirilemeyen yemleri en iyi değerlendiren hayvan tavşandır. Protein bakımından zengin olan etinin, yağ, kolesterol ve kalori oranı çok düşüktür. 100 gram dana ve koyun etinde kolestrol oranı 71 miligram, tavuk etinde 98 miligram olmasına karşın, tavşan etinde 65 miligramdır. Ayrıca, tavşan eti oldukça lezzetli bir ettir. Özellikle Ankara tavşanı kafeste yetiştirildiği için eti diğer tavşanlara göre daha yumuşaktır. Çabuk piştiği ve hazmı kolay olduğu için özellikle yaşlılara, damar sertliği olan hastalara tavsiye edilmektedir. Şişmanlatmadığı için de diyet yemeği olarak tüketilmektedir. Türkiye’de hemen hiçbir yerde tavşan etinin satılmaması sevilmediğinden değil üretiminin yok denecek kadar az olması ve pek bilinmemesindendir. Halihazırdaki çiftlik sayısının artması ve özellikle paket halinde marketlerde satılması ülkemizde büyük bir pazar açacaktır. Sığır etine alternatif olarak sunulan deve kuşu etinin fiyatının çok yüksek olması tavşan etine rakip olmasını imkansız kılmaktadır.

Şu anda piyasada çok bilinen ve aranan bir et türü olmamakla birlikte turistik merkezlerde büyük rağbet görmektedir. İnsanlarımız etini bilmemesine rağmen, şimdi bile talep edilen miktar karşılanamamaktadır.

GÜBRE

Azot, fosforik asit ve potasyum oranı yüksek olan tavşan gübresi özellikle çiçek ve sebze yetiştiriciliği için çok uygundur. Tavşanlar dengeli yemlerle beslenip, ızgaralı kafeslerde barındırılırlarsa günde 250-400 gram gübre ve 0.5-0.8 litre idrar alınabilir. Böyle bir gübre, diğer çiftlik gübrelerine göre daha zengin, içerdiği yüksek nitrojen miktarı çok yüksektir. Çimen ya da diğer bitkileri yakmaz, toprakla karışması kolaydır Gübre ya taze veya çesitli islemlerden geçirilerek, özelligini kaybetmeyip uzun süre kullanilabilen bir ürün haline getirilip, satışa sunulabilir.

Tavşan gübresinden çiçeklerin, seze bahçelerinin, çimenlerin, çit bitkisi ve ağaçların gübrelenmesinde yararlanılır. Tarla bitkilerinde 4000 m²’lik alana 2-5 ton, meyve bahçelerinde 3-4 ton, sebze bahçelerinde ise 1 m²’lik alana yaklaşık olarak 9- 10 kg.gübre kullanılır. Sebzeliklere ve ağaç sıraları arasına senede bir kez gübre verilmektense bir kaç kez gübrelemek daha yararlıdır. Tavşan gübresinin bileşimi yedirilen yemin kalitesine, kullanılan yataklığın miktarına ve kapsadığı nem miktarına göre değişmektedir. Pelet yemlerle veya selektörden geçirilmiş dane yemlerle beslenen tavşanların gübrelerinde yabani ot tohumu bulunmamaktadır. Eğer gübre açık havada yığın halinde bırakılırsa değerinden çok kaybeder. Bunu önlemek için aşağıda belirtilen şekilde saklanmalıdır: 10-30 cm.kalınlığında kesilmiş ot, yapraklar, küçük ağaç budama artıkları, gibi maddeler serilerek üzerine 10-30 cm yükseklikte tavşan gübresi yayılır. Hastalıklı sebzeler katılmamalıdır. Bunun üzerine az miktarda su serpilir. Eğer gübrede bir kızışma görülürse bir dirgenle karıştırılır, bir miktar daha su katılır. Nitrojen kaybını önlemek ve kokuların kontrolü için en üste 8-10 cm toprak serpilir. Gübrenin değerini artırmak için bu karışıma az miktarda fosfat veya alçıtaşı ilave edilmelidir. Bazı yakın bölgelerde az miktarda tavşan gübresini tüketecek pazar varsa, beton üzerinde kurutulduktan sonra kırmasıyla parçalanıp çuvallanarak satılabilir.

DERİ

Tavşan derisinin ayakkabı, terlik, oyuncak, eldiven, şapka ve güderi yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca iyi yolunmuş tavşan derilerinden tutkal yapımında da yararlanılmaktadır. Tavşan derisi değeri düşük olsa da kürk olarak kullanılabilir. Ancak, Ankara tavşanı postu kürkçülükte kullanılmamaktadır.

Tavşan kanından yem ve ilaç sanayinde, beyninden ve bazı dokularından ilaç hazırlanmasında yararlanılır. Ayrıca tavşan kuyruğu ve arka bacağının nazara ve şansa iyi geldiği düşüncesiyle hediyelik eşya yapımında kullanılır. Yünü alınmış deriler çanta, çizme, ayakkabı ve deri giysilerin astarı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca tavşan derisi yem sanayisi için de ham madde olabilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir