TEKSTİL LABORATUVAR ÇALIŞMA KURALLARI

teks lab
Tarafından | 11 Kasım 2016

Laboratuvar Çalışma Kuralları

Laboratuvarlarda oluşması en muhtemel tehlikelerden biri, kimyasal maddelerin çalışanlar üzerine sıçraması, yakıcı ve delici etkileri ile zarar vermesidir. Buna benzer tehlikelerden korunmanın en basit ve etkili yolu laboratuvar önlüğü ve koruyucu malzemeler kullanmaktır.

Laboratuvar önlüğü kullanırken şu hususlara dikkat edilmelidir:

  • Önlükler diz boyunda olmalıdır.
  • Önlükler önü kapanabilir (düğme, çıtçıt vb.) olmalıdır.
  • Laboratuvar önlükleri ve elbiseleri, pamuk veya polyester pamuk karışımından yapılmalıdır.
  • Yanıcı sıvılar ile çalışılırken yangına dayanıklı pamuk veya özel dokunmuş malzemeden yapılmış iş elbiseleri giyilmelidir.
  • Önlükleri delebilecek kimyasallar ile çalışılırken önlük veya elbise üzerine PVC’den yapılmış koruyucu önlük giyilmelidir.
  • Elbiselerin çıkarılıp önlüklerin giyilmesi işlemleri laboratuvarın dışında yapılmalıdır.
  • Çalışma esnasında mikroorganizma bulaşması (kontaminasyon) durumunda önlük hemen çıkarılmalı, temiz önlük giyilmelidir.

lab-onluguLaboratuvarlarda çalışmalar sırasında kimyasal maddeler ve sıcak cisimler ile ilk temasta olan ellerin korunması amacı ile çalışanların mutlaka koruyucu eldiven kullanması gerekir. Bu eldivenler tek kullanımlık, aside karşı dayanaklı ve ısıya karşı dayanıklı olarak sınıflandırılabilir. Gözler, insanların en hassas ve en önemli organlarındandır. Gözlerin kimyasal madde, radyoaktif ışınlar (zararlı ışınlar) ve zarar verici parçacıklardan korunması için gerekirse koruyucu gözlükler kullanılmalıdır. Laboratuvarda, ince tozlardan ve zararlı organik madde buharlarından korunmak için solunum maskeleri kullanılabilir. Kullanılacak maskeler katı ve sıvı kimyasallardan oluşan toz ve sıvı zerreciklerinden kaynaklanan etkileri önlemeli, kullanımı pratik ve cilde uyumlu olmalıdır.

 Laboratuvar çalışmalarında şu kurallara uyulmalıdır:

  • Laboratuvardaki deneysel çalışmalara başlamadan önce yapılacak deneyler ile ilgili teorik hususlar, kurulacak düzenekler hakkında ve karşılaşılması muhtemel durumlar hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.
  • Laboratuvar çalışmalarına başlamadan önce kimyasalların listesi yapılmalı ve laboratuvarda veya depoda bulunmayan kimyasalların temini sağlanmalıdır.
  • Laboratuvara çanta, ceket, kaban, palto vb. malzemeler getirilmemelidir. Bu gibi malzemeler, laboratuvar sorumluları tarafından laboratuvarın dışında muhafaza edilmelidir.
  • Laboratuvarda çalışanlardan, uzun saçlı olanların saçlarını toplamaları ve eşyası takmamaları kendi güvenlikleri açısından gereklidir.
  • Laboratuvarda kesinlikle laboratuvar önlüğü ile çalışılmalıdır. Eğer diğer koruyucu malzemeler gerekiyorsa bu malzemeler de kullanılmalıdır.
  • Laboratuvarlarda kesinlikle terlik, sandalet ve burnu açık olan ayakkabılar giyilmemelidir.
  • Laboratuvarda herhangi bir şey yenilip içilmemeli, kimyasal maddelerin tadına bakılmamalı, çalışırken eller yüze sürülmemelidir.
  • Kimyasal maddeleri (çoğunun zehirli ve yakıcı özelliğe sahip olmasından dolayı), deriye temas ettirmemeye özen gösterilmeli ve bu maddelere dokunulmamalıdır.
  • Kimyasal maddeler, gelişigüzel birbirine karıştırılmamalıdır.
  • Aynı spatül veya kaşık ile başka bir kimyasal madde alınmamalıdır.
  • Etiketsiz bir şişeye veya kaba, kimyasal madde konulmamalıdır. Ayrıca boş kaba kimyasal bir madde konulunca hemen etiketi yapıştırılmalıdır.
  • Üzerinde etiketi olmayan şişelerdeki kimyasal maddeler, deneylerde kesinlikle kullanılmamalıdır.
  • Zehirli ve tahriş edici çözeltiler, pipetten ağız yolu ile çekilmemelidir. Bu işlem için puar kullanılmalıdır.
  • Tüm asit ve alkali çözeltiler sulandırılırken suyun üzerine asit ve alkali çözeltiler yavaş yavaş dökülmeli, asla asit ve alkali çözeltiler üzerine su dökülmemelidir.
  • Kimyasallar taşınırken iki el kullanılmalı, bir el ile kapak sıkıca tutulmalı, diğeri ile şişenin altından kavranmalıdır.
  • Kimyasalların bulunduğu kapların ağzı açık bırakılmamalı ve kapaklar birbirine karıştırılmamalıdır.
  • Zehirli gazlar ile çeker ocaklarda çalışılmalıdır.
  • Isıtılan, kaynatılan ve karıştırılan maddelerin bulunduğu kapların ve deney tüplerinin ağızları kimsenin bulunmadığı tarafa tutulmalıdır.
  • Kimyasal reaksiyonlar devam ederken ağzı açık deney tüpüne veya kap içinde ısıtma yaparken kaba üstten bakılmamalıdır.
  • Kesinlikle kimyasal atık ve çöpler yere atılmamalıdır. Atılacak katı maddeler tehlikeli değilse çöp kutusuna, tehlikeli olanları ise atık toplama kaplarına atılmalıdır.
  • Organik çözücüler lavaboya dökülmemeli, laboratuvar içerisinde yetkililerce belirlenen toplama şişe veya kaplarının içerisine dökülmelidir.
  • Laboratuvarda bulunan argon, azot, amonyak ve benzeri tüpler mutlaka vanasından açılıp kapatılmalıdır.
  • Çalışma sonunda kullanılan cam malzemeler ve kaplar hemen temizlenmelidir.
  • Günlük çalışma sonunda çeşmeler, gaz muslukları ve elektrik düğmeleri kapalı tutulmalıdır.
  • Çalışma bitiminde sonuçlar dikkatli bir şekilde kaydedilmelidir.
  • Laboratuvar çalışmaları bittikten sonra eller mutlaka sabun ve su ile yıkanmalıdır

Hijyen ve Sanitasyon

Hijyen, sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınacak temizlik önlemlerinin tümü olarak tanımlanabilir. Temizlik eğitimi, çocukluk döneminde ailede başlayan, okulda ve hayat boyu devam etmesi gereken bir süreçtir. İnsanlar, günlük hayatlarında temizlik kurallarına hem kendi hem de başkalarının sağlığı için uymak zorundadır. Sanitasyon, geniş kapsamlı bir terimdir ve hijyen, sağlık koşullarını oluşturma, bu koşulları devam ettirme anlamına gelir. Sanitasyon, ayrıca laboratuvar görünümlerinin iyileştirilmesi ve atıkların uzaklaştırılması konularını da kapsar.

Kişisel Temizlik Kuralları

Vücudun en önemli organlarından biri deridir. Deri üzerindeki ölü epitel hücrelerini, artık maddeleri, mikroorganizmaları ve vücutta oluşan kokuları temizlemek için sık sık banyo yapılmalıdır. Derimizin kir ve salgılardan arındırılması için sabunla ve 30-40 0 C sıcaklıktaki suyla yıkanılması gerekir. Her gün veya iki günde bir, en geç haftada bir defa yıkanılmalıdır. Yıkanma sırasında lif, kese gibi araçlar kullanılması kir tabakasının kolayca uzaklaştırılmasını ve kan dolaşımının hızlanmasını sağlar.

Su ile temasın vücudun elektrik yükünü dengelediği, sıcak suyla yıkanmanın asabi ağrıları azaltıp giderdiği, çeşitli romatizma hastalıklarına iyi geldiği, günlük gerginlikleri azalttığı, ferahlık ve zindelik verdiği, kan dolaşımını uyardığı, cilt sağlığına iyi geldiği bilinmektedir. Bu faydaların bir kısmı, soğuk duş veya banyo ile de temin edilebilmektedir. Fakat aşırı sıcak su ile temas ve aşırı keselenme cilt sağlığını bozar. Laboratuvarlarda ve günlük hayatta birçok şeyle temas eden ellerimizin temizliği son derece önemlidir. Laboratuvarda kimyasal maddelere temas ettikten sonra, sağlığımızı tehlikeye atacak herhangi bir şeye dokunduktan sonra, analizlerden önce ve sonra, laboratuvardan çıkmadan önce ellerimizi mutlaka akan su altında sabun ile yıkamalıyız. Ellerde kesik, yara ve benzeri durumlar varsa bunların üzeri ancak su geçirmez bir bantla kapatıldıktan sonra laboratuvarda çalışılmalı, aksi takdirde çalışılmamalıdır.

Ayaklarımızın da düzenli olarak parmak aralarına kadar yıkanması sağlığımız açısından önemlidir. Ayrıca uzayan el ve ayak tırnaklarımızı mutlaka düzenli olarak kesmeliyiz. El tırnakları yarım ay biçiminde, ayak tırnakları ise düz olarak kesilmelidir. Bu şekilde cilt içine gömülmesi önlenmiş olur. Ayak tırnaklarının çok derin ve sivri kesilmesi, ayakkabıların rahat olmaması tırnak batmalarına neden olur. Ayak rahatsızlıklarının birçoğu uygun olmayan ayakkabı giymekten kaynaklanır. Ayakkabı, ayağı vurmamalı ve ayaklar, ayakkabı içinde toplanmamalıdır. Ayakkabı içinde ayaklar, nemli ve sıcak kaldığından mantarlara neden olabilir. Mantar, özellikle ayak parmakları arasında yerleşerek kaşıntı, deride pullanma ve küçük kabarcıklara neden olur. Ayağı vuran ve sıkan ayakkabılar nasır yapabilir. Dişler, sindirim sisteminde besinlerin sindirilmesi için parçalanmasına ve koparılmasına yardım eder. Aynı zamanda konuşmamızda ve insan görünümünde önemli etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle ağız sağlığı bakımından dişlerimizin temizlenmesine ve bakımına özen gösterilmelidir. Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. Diş sağlığının bozulması diğer organlarımızı olumsuz olarak etkileyebilir. Diş hastalıkları kalpte, böbrekte ve eklemlerde sağlık sorunlarına yol açan enfeksiyonlara sebep olur. Dişlerin düzenli olarak fırçalanması ve düzenli ağız bakımı yapılması bizi, diş çürüğü ve diş eti hastalıklarından korur. Diş çürüğü, dişte oyuklar yaparak dişin yapısını bozar ve diş kaybına neden olabilir. Bundan dolayı dişlerimizi düzenli fırçalamalıyız. Dişlerimizi fırçalamadan önce hekimlerin tavsiye ettiği ve onaylanmış diş fırçaları ve diş macunu almalıyız.

Saçın canlı bir organizma olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle yıpranmış saçlar için mutlaka bir saç uzmanına başvurulmalı; yağlanmanın, kepeklenmenin ve kırıkların sebepleri araştırılıp çözüm yolları aranmalı ve mutlaka bakımı yapılmalıdır. Normal bir saçın haftada en az iki kez yıkanması gerekir. Yağlı saç ise daha sık yıkanmalıdır. Cilt bakımı denildiğinde yüzümüzün görünen kısmının bakımı anlaşılmaktadır. En çok kirlenen ve yıpranan kısım görünen kısımdır. Yüz bakımı, göz temizliği ve bakımı, kulak temizliği ve bakımı, cilt bakımı ve tıraş olmayı (erkeklerde) kapsar. Her sabah yataktan kalktıktan sonra yüzün yıkanması gerekmektedir. Gece yatmadan önce yüz üzerindeki kirleri temizlemek için yüzün sabunla yıkanmasında fayda vardır. Yüz temizliği için cildin doğal yapısına uygun sabunlar ve temizleyiciler tercih edilmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir